Yolda giderken yağmur başladı, iç sesiniz: “Kesin ben şemsiye almadığım için yağdı.” Toplantıda patron suratsız → “Kesin ben yanlış bir şey söyledim.” Arkadaşınız sessiz → “Kesin bana bozuldu.” Kontrol yanılgısı, yaşanan olayların kontrolünü olduğundan fazla ya da az üstlenme eğilimidir. Yani zihnimiz bazen kendini “evrenin CEO’su” sanır, bazen de “hiçbir şeye gücü yetmeyen bir figüran” […]
Abartma ve Küçümseme Nedir?
Bir işi biraz iyi yaptınız, beyniniz: “Ben bu işin üstadıyım, kimse elime su dökemez.” Küçücük bir hata yaptınız, beyniniz: “Mahvoldum, bittim, hayatım sona erdi.” Abartma ve küçümseme, yaşanan olayların önemini ya gereğinden fazla büyütme ya da gereğinden fazla küçültme eğilimidir. Yani zihnimizin büyüteci bazen 50x, bazen de 0.5x ayarında çalışır. Günlük hayattan birkaç örnek: Bir […]
Duygusal Akıl Yürütme Nedir?
Sabah uyandınız, moraliniz bozuk. Hemen: “Demek ki bugün kötü geçecek.” Bir sunumdan önce heyecanlandınız: “Kesin berbat bir sunum yapacağım.” Duygusal akıl yürütme, hislerimizi doğrudan gerçeğin kanıtı olarak kabul etme eğilimidir. Yani “Öyle hissediyorsam, demek ki öyledir” mantığı. Bu, bazen işe yarar gibi görünse de çoğu zaman bizi yanıltır. Çünkü duygular, gerçeğin tamamını değil, sadece o […]
Kişiselleştirme Nedir?
Arkadaşınız size mesaj atmadı. Hemen: “Kesin bana kırıldı.” İş yerinde proje iptal oldu. Aklınızda tek cümle: “Bunun sorumlusu kesin benim.” Bir çocuk parkta ağlıyor. İç sesiniz: “Acaba ben mi üzdüm?” Kişiselleştirme, kontrolümüz dışında gelişen olayları kendimizle ilişkilendirme, başımıza gelen her iyi ya da kötü durumun merkezinde kendimizi görme eğilimidir. Yani sanki dünyanın tüm olayları bizim […]