Freudyen "Bir puro, bazen sadece bir purodur."
  • Anasayfa
  • Günce
  • Resimler
  • İletişim
    • Hakkımda
Homepage > Blog > Olgular > Yenilgiyi Kabullenememek

Yenilgiyi Kabullenememek

thumb-1920-801990

“Hayat bir mücadeleden ibarettir. Bundan dolayı hayatta yalnız iki şey vardır: Galip olmak, mağlup olmak.”

Mustafa Kemal ATATÜRK

”Bir gün dönüp geçmişe baktığınızda, mücadelelerle geçen yılların hayatınızın en güzel yılları olduğunu fark edeceksiniz.”

Sifmund FREUD

Hayat; insanlığın topyekün halde, gruplar halinde ya da bireysel anlamda verdiği pek çok mücadeleden oluşur. Her mücadelenin bir kazananı, bir de kaybedeni vardır. Kimi zafer ve kayıplar, galip ya da mağlubun hayatında köklü değişikliklere sebep olurken kimileriyse hayatın rutininde gözle görülebilecek etkilere dahi sebep olmaz. Kimileri galibiyetlerini ya da mağlubiyetlerini olduğundan çok büyük ya da çok küçük görme/gösterme eğilimindeyken kimleri de gerçekçi bir bakış açısı ile olan ne ise onu görmektedir. Galibiyetlerin zaten kabullenmeyi zorlaştıran bir tarafı yoktur da kimileri mağlubiyetlerini kolaylıkla sineye çekip süreci sağlıklı devam ettirirken kimileriyse yenilgiyi kabullenmekte oldukça zorlanır. Mağlubiyetin sebep olduğu yeni durumlara adaptasyon sürecini tamamlayıp hayatı yeni bir rutine oturtmaktansa yenilginin hazımsızlığı etrafında bocalar durur bazıları…

Girdiği tüm mücadelelerden ya da çoğundan zaferle ayrılmış insanlar için yenilginin hazmının zor olması, beklenmedik bir durum değildir aslında. Çünkü zaferlere alışmış bünye için yenilgi, başarısızlığın kendine has olumsuz havasının yanında, alışılmışın dışında olması sebebiyle de bir şok yaratacaktır. Önemli olan bu şokun etkisinden mümkün olduğunca çabuk kurtulup ileriye bakabilmektir. Baktığında ileride gördüğü şey ne denli olumlu olursa yenilginin negatif etkilerinden kurtulması o kadar kolay olacaktır. Ancak gördüğü şey kayıp ve karanlıktan başka bir şey değilse; birey ya da bireylerin oluşturduğu organizma, anlamsız çırpınışlarına son vermekte zorlanacak, bocalamaya devam edecektir. Bireyin doymak bilmez ilkel benliği, belki de egosu tarafından tutulan tasmasından kurtulacak ve gözünü bürüyen zafer hırsı, yeni ve daha büyük hüsranlara yol açacak; mağlubu içinden çıkılmaz bir karanlığa hapsedecektir.

Yenilginin algılanış biçiminin yanında yenilgiye sebep olan etkenlerin algılanış biçimi de önemlidir. Heider’e göre bireyler, olayları genel olarak içsel durumlara dayandırarak açıklarlar. Buna psikolojide içsel atıf denir. Tam tersine yani olayları dışsal sebeplere dayandırarak açıklamaya ise dışsal atıf denir. Basit bir örnek üzerinde somutlaştıralım. Eğer bir öğrenci biyoloji dersinden zayıf not almış ve bunu çok çalışmamak, sınava uykusuz girmek, biyolojiye ilgi duymamak gibi kendinden kaynaklanan durumlarla açıklıyorsa o öğrenci daha çok içsel atıfta bulunma eğilimindedir. Düşük not almasının sebebini hocanın zor sormasına, sürenin yetersiz olmasına, ortamın gürültülü olmasına vb. bağlıyorsa; dışsal atıf yapma eğilimindedir.

İçsel atıflar mı daha sağlıklıdır yoksa dışsal atıflar mı? Böyle bir kıyasa girmek oldukça mantıksızdır. Çünkü olaylar içsel sebeplerden kaynaklanabileceği gibi dışsal sebeplerden de kaynaklanabilir. Hatta olaylar genelde sadece birey ya da sadece çevre kaynaklı değil, iki etkenin birleşmesiyle gelişir. Bir atıfın ne denli sağlıklı olduğunu, ne denli gerçekçi olduğu belirler. Yenilginin sebebi dışsal kaynaklı olduğu halde bunu içsel dinamikleriyle açıklamaya çalışan insan, kendisini boşuna sıkıntıya sokuyor demektir. Çünkü şartlar uygun olduğunda benzer bir mücadeleden zaferle ayrılacaktır. Yenilginin sebebi içsel kaynaklı olduğu halde suçu başkalarında arayan insan ise sadece çevresindekilere zarar vermekle kalmayıp, gerçekçi düşünmeye başlamadığı sürece asla galip olamayacaktır. Ne yazık ki genelde etrafımız bu ikinci kategorideki insanlarca çevrilidir…

Erikson, Psikososyal Gelişim Kuramı’nda gelişimin son evresini “Benlik Bütünlüğüne Karşı Umutsuzluk” olarak adlandırmıştır. Hayatta zaferlerin olduğu kadar yenilgilerin de olduğunu bilen ve her iki olguyu da olgunlukla karşılayabilen insanlar yaşamlarının sonlarını benlik bütünlüğü duygusu içerisinde geçireceklerdir. Onlar, bir hayatı yaşanması gerektiği gibi yaşadıklarının bilincinde ve bu yüzden huzurludurlar. Yenilgiyi hazmedemediği gibi çevresindekilere de eziyete dönüştüren insanlar ise ömrünün bu son evresini umutsuzluk ve ölüm korkusu içinde geçireceklerdir…

Kim umutsuz bir sonu huzura tercih etmek ister ki?

freudyen.com kaynaklı bu içeriği bir yerlerde paylaşmak ister misin?
adler atatürk dışsal atıf ego erikson felsefe freud galibiyet hayat heider içsel atıf id jung mağlubiyet naif psikoloji olgunluk psikososyal gelişim sosyal psikoloji süperego yenilgi zafer
Önceki İçerikAntisosyal Kişilik Bozukluğu
Sonraki İçerikFreud Sürçmesi (Parafraks) Nedir?

Benzer İçerik

  • Og96Og8Og728
    Freud'den Kopanlar: Carl Gustav Jung
  • OW74OW5OW665
    Kateksis Nedir?

Kategoriler

  • Kişilik Bozuklukları
  • Kuramlar
  • Neden Popüler?
  • Olgular
  • PDR Servisi
  • Sözlük

Freud'den

İd neredeyse, ego orada olacaktır.

— Sigmund Freud

Arananlar

adler alper biçen Analitik Psikoloji Anima Animus Arketip bilinç Carl Gustav Jung cheris Din dsm duygubie ego fionamed freud hz.yasuo id immortoru Irksal Bilinçdışı jahrein jung kendinemüzisyen kendine müzisyen kişilik bozuklukları Kolektif Bilinçdışı kpss levo linustheafro mithrain niyan_ pby kaptan pdr pintipanda psikanalitik psikiyatri psikoloji psikoterapi ruthless ladies saldırganlık süperego theta twitch woven wtcn Şizofreni
Aksi belirtilmedikçe, yayınlanan sair içerik özgün olup, yayınlanan bütün içeriğin her hakkı saklıdır. Atıflı veya atıfsız hiçbir şekilde kullanılamaz.
© Freudyen, 2019-2023
X
Lütfen Dikkat: Web sitemde devam eden iyileştirmeler nedeniyle zaman zaman meydana gelebilecek küçük kesintiler için şimdiden anlayışına sığınıyorum. Teşekkürler.
Web sitemizdeki deneyiminizi iyileştirmek için yasal düzenlemelere uygun çerezler (cookies) kullanıyoruz. Detaylı bilgiye >>Aydınlatma Metni<< sayfamızdan erişebilirsiniz. Kabul Et | Reddet
Aydınlatma Metni

Privacy Overview

This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may affect your browsing experience.
Necessary
Always Enabled
Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. This category only includes cookies that ensures basic functionalities and security features of the website. These cookies do not store any personal information.
Non-necessary
Any cookies that may not be particularly necessary for the website to function and is used specifically to collect user personal data via analytics, ads, other embedded contents are termed as non-necessary cookies. It is mandatory to procure user consent prior to running these cookies on your website.
SAVE & ACCEPT