Sabah alarm çaldı, işe geç kalmak üzeresiniz: “Yok ya, daha erken.”
Doktor “Tuz tüketimini azaltmalısınız” dedi: “Ama ben zaten tuz kullanmıyorum… yani fazla değil… yani az sayılır.”
Kredili kartınız “Artık yeter!” diye bağırıyor: “Bu ay biraz sıkıştım, gelecek ay toparlarım.”
Yadsıma, rahatsız edici, kaygı verici ya da tehditkâr bir gerçeği kabul etmeyip, sanki yokmuş gibi davranma savunma mekanizmasıdır. Aslında bir nevi “zihinsel göz kapama” hâlidir.
Günlük hayattan örnekler:
- Sigara içen birinin “Bana bir şey olmaz, dedem de 90 yaşına kadar içti” demesi.
- Tüm semptomlar oradayken “Ben hasta değilim” diye diretmek.
- İlişkinin bittiği ortadayken hâlâ “O sadece biraz uzak duruyor” diye düşünmek.
Yadsıma, kısa vadede bizi duygusal çöküşten koruyabilir. Gerçekle yüzleşmek bazen hemen kaldırabileceğimiz bir yük değildir. Ancak uzun vadede bu durum, gerekli adımları atmamızı engeller. Mesela hastalık ilerler, borç büyür, ilişki yıpranır.
Psikanalitik yaklaşıma göre yadsıma, en ilkel savunma mekanizmalarından biridir. Çünkü gerçekle baş etme stratejisi “gerçeği yok saymak” üzerine kuruludur. Ama gerçek, biz kabul etmesek de kapıda beklemeye devam eder.
Sonuç olarak yadsıma, zihnin “Bu problem yoksa çözmem de gerekmez” diye düşünmesidir. Ama gerçekler, halının altına süpürdüğümüz tozlar gibi, bir gün ortaya çıkar.